Bu gece gözyasimin tuzunu ictim kana kana senin avuclarindan ...
Ve senden kalan siyah gülleri kokladim karanliga karismis unutmuslugunda,
Umrunda Olmayisima...
Evet;
Yine ayni hece ayni,
Belkide ayni cümlelerle beynimde dolaniyor,
Bu gece biraz daha aci sadece, tadim yok...
Düsünüyorum da;
Kolayca gidebilmekte maharetmis megerse,
"Düslerim yok saydim" diyebilmek,
"Hayallerim siz evde nöbette"
Bir baska odaya gecebilmek ...
Bilmiyorum;
Emanet edemiyorum ki NeFeSiMi kimseye,
Sarpa sardi yüregimde yanginlar yetisemedin...
Bu gece de gözyasimin tuzunu ictim kana kana senin avuclarindan ...
Ve senden kalan siyah gülleri kokladim karanliga karismis unutmuslugunda,
Umrunda Olmayisima ...
MedCezir
28 Kasım 2009 Cumartesi
24 Kasım 2009 Salı
Eger
O kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler,
arkalarında doldurulması mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer.
Dayanılması o kadar da zor değildir, büyük ayrılıklar bile,
en güzel yerde başlatılsaydı eğer.
Utanılacak bir şey değildir ağlamak,
yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer
Yüz kızartıcı bir suç değildir hırsızlık,
çalınan birinin kalbiyse eğer.
Korkulacak bir yanı yoktur aşkların,
insan bütün derilerden soyunabilseydi eğer.
O kadar da yürek burkmazdı alışılmış bir ses,
hiçbir zaman duyulmasaydı eğer.
Daha çabuk unuturdu belki su sızdırmayan sarılmalar,
kara sevdayla sarıp sarmalanmasalardı eğer.
Belirsizliğe yelken açardı iri ela gözler zamanla,
öylesine delice bakmasalardı eğer.
Çabuk unutulurdu ıslak bir öpücüğün yakıcı tadı belki de
kalp, göğüs kafesine o kadar yüklenmeseydi eğer.
Yerini başka şeyler alabilirdi uzun gece sohbetlerinin,
son sigara yudum yudum paylaşılmasaydı eğer.
Düşlere bile kar yağmazdı hiçbir zaman,
meydan savaşlarında korkular, aşkı ağır yaralamasaydı eğer.
Su gibi akıp geçerdi hiç geçmeyecekmiş gibi duran zaman,
beklemeye değecek olan gelecekse sonunda eğer.
Rengi bile solardı düşlerdeki saçların zamanla,
tanımsız kokuları yastıklara yapışıp kalmasaydı eğer.
O büyük, o görkemli son, ölüm bile anlamını yitirirdi,
yaşanılası her şey yaşanmış olsaydı eğer.
O kadar da çekilmez olmazdı yalnızlıklar,
son umut ışığı da sönmemiş olsaydı eğer.
Bu kadar da ısıtmazdı belki de bahar güneşleri,
her kaybedişin ardından hayat yeniden başlamasaydı eğer.
Kahvaltıdan da önce sigaraya sarılmak şart olmazdı belki de,
dev bir özlem dalgası meydan okumasaydı eğer.
Anılarda kalırdı belki de zamanla ince bel,
namussuz çay bile ince belli bardaktan verilmeseydi eğer.
Uykusuzluklar yıkıp geçmezdi, kısacık kestirmelerin ardından,
dokunulası ipek ten bir o kadar uzakta olmasaydı eğer.
Issız bir yuva bile cennete dönüşebilirdi belki de,
sıcak bir gülüşle ısıtılsaydı eğer.
Yoksul düşmezdi yıllanmış şarap tadındaki şiirler böylesine,
kulağına okunacak biri olsaydı eğer.
İnanmak mümkün olmazdı her aşkın bağrında bir ayrılık gizlendiğine belki de,
kartvizitinde 'onca ayrılığın birinci dereceden failidir' denmeseydi eğer.
Gerçekten boynunu bükmezdi papatyalar,
yokluğundan onlar da payını almasaydı eğer.
Issızlığa teslim olmazdı sahiller,
Kendi belirsiz sahillerinde amaçsız gezintilerle avunmaya kalkmamış olsaydın eğer.
Sen gittikten sonra yalnız kalacağım.
Yalnız kalmaktan korkmuyorum da,
ya canım ellerini tutmak isterse...
Evet Sevgili,
Kim özlerdi avuç içlerinin ter kokusunu,
kim uzanmak isterdi ince parmaklarına,
mazilerinde görkemli bir yaşanmışlığa tanıklık etmiş olmasalardı eğer!!
CAN YÜCEL
arkalarında doldurulması mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer.
Dayanılması o kadar da zor değildir, büyük ayrılıklar bile,
en güzel yerde başlatılsaydı eğer.
Utanılacak bir şey değildir ağlamak,
yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer
Yüz kızartıcı bir suç değildir hırsızlık,
çalınan birinin kalbiyse eğer.
Korkulacak bir yanı yoktur aşkların,
insan bütün derilerden soyunabilseydi eğer.
O kadar da yürek burkmazdı alışılmış bir ses,
hiçbir zaman duyulmasaydı eğer.
Daha çabuk unuturdu belki su sızdırmayan sarılmalar,
kara sevdayla sarıp sarmalanmasalardı eğer.
Belirsizliğe yelken açardı iri ela gözler zamanla,
öylesine delice bakmasalardı eğer.
Çabuk unutulurdu ıslak bir öpücüğün yakıcı tadı belki de
kalp, göğüs kafesine o kadar yüklenmeseydi eğer.
Yerini başka şeyler alabilirdi uzun gece sohbetlerinin,
son sigara yudum yudum paylaşılmasaydı eğer.
Düşlere bile kar yağmazdı hiçbir zaman,
meydan savaşlarında korkular, aşkı ağır yaralamasaydı eğer.
Su gibi akıp geçerdi hiç geçmeyecekmiş gibi duran zaman,
beklemeye değecek olan gelecekse sonunda eğer.
Rengi bile solardı düşlerdeki saçların zamanla,
tanımsız kokuları yastıklara yapışıp kalmasaydı eğer.
O büyük, o görkemli son, ölüm bile anlamını yitirirdi,
yaşanılası her şey yaşanmış olsaydı eğer.
O kadar da çekilmez olmazdı yalnızlıklar,
son umut ışığı da sönmemiş olsaydı eğer.
Bu kadar da ısıtmazdı belki de bahar güneşleri,
her kaybedişin ardından hayat yeniden başlamasaydı eğer.
Kahvaltıdan da önce sigaraya sarılmak şart olmazdı belki de,
dev bir özlem dalgası meydan okumasaydı eğer.
Anılarda kalırdı belki de zamanla ince bel,
namussuz çay bile ince belli bardaktan verilmeseydi eğer.
Uykusuzluklar yıkıp geçmezdi, kısacık kestirmelerin ardından,
dokunulası ipek ten bir o kadar uzakta olmasaydı eğer.
Issız bir yuva bile cennete dönüşebilirdi belki de,
sıcak bir gülüşle ısıtılsaydı eğer.
Yoksul düşmezdi yıllanmış şarap tadındaki şiirler böylesine,
kulağına okunacak biri olsaydı eğer.
İnanmak mümkün olmazdı her aşkın bağrında bir ayrılık gizlendiğine belki de,
kartvizitinde 'onca ayrılığın birinci dereceden failidir' denmeseydi eğer.
Gerçekten boynunu bükmezdi papatyalar,
yokluğundan onlar da payını almasaydı eğer.
Issızlığa teslim olmazdı sahiller,
Kendi belirsiz sahillerinde amaçsız gezintilerle avunmaya kalkmamış olsaydın eğer.
Sen gittikten sonra yalnız kalacağım.
Yalnız kalmaktan korkmuyorum da,
ya canım ellerini tutmak isterse...
Evet Sevgili,
Kim özlerdi avuç içlerinin ter kokusunu,
kim uzanmak isterdi ince parmaklarına,
mazilerinde görkemli bir yaşanmışlığa tanıklık etmiş olmasalardı eğer!!
CAN YÜCEL
23 Kasım 2009 Pazartesi
Bosuna
Sen yoksun.........
Boşuna yağıyor yağmur...
Birlikte ıslanmayacağız ki.....
Boşuna bu nehir......
Çırpınıp pırpırlanması.....
Kıyısında oturup göremeyeceğiz ki...
Uzar uzar gider..
Boşuna yorulur yollar..
Birlikte yürüyemiyeceğiz ki..
Özlemlerde ayrılıklar da boşuna
Öyle uzaklardayız..
Birlikte ağlayamayacağız ki
Seviyorum seni boşuna..
Boşuna yaşıyorum
Yaşamı bölüşemiyeceğiz ki ...
AZİZ NESİN
Boşuna yağıyor yağmur...
Birlikte ıslanmayacağız ki.....
Boşuna bu nehir......
Çırpınıp pırpırlanması.....
Kıyısında oturup göremeyeceğiz ki...
Uzar uzar gider..
Boşuna yorulur yollar..
Birlikte yürüyemiyeceğiz ki..
Özlemlerde ayrılıklar da boşuna
Öyle uzaklardayız..
Birlikte ağlayamayacağız ki
Seviyorum seni boşuna..
Boşuna yaşıyorum
Yaşamı bölüşemiyeceğiz ki ...
AZİZ NESİN
22 Kasım 2009 Pazar
Sen Söylemeden de Biliyorum
Seziyorum ki kaçacaksın..
Yalvaramam koşamam
Ama sesini bırak bende
Biliyorum ki kopacaksın
Tutamam saçlarından
Ama kokunu bırak bende
Anlıyorum ki ayrılacaksın
Çok yıkkınım yıkılamam
Ama rengini bırak bende
Duyumsuyorum ki yiteceksin
En büyük acım olacak
Ama ısını bırak bende
Ayrımsıyorum ki unutacaksın
Acı kurşun bir okyanus
Ama tadını bırak bende
Nasıl olsa gideceksin
Hakkım yok durdurmaya
Ama kendini bırak bende.
AZİZ NESİN
Yalvaramam koşamam
Ama sesini bırak bende
Biliyorum ki kopacaksın
Tutamam saçlarından
Ama kokunu bırak bende
Anlıyorum ki ayrılacaksın
Çok yıkkınım yıkılamam
Ama rengini bırak bende
Duyumsuyorum ki yiteceksin
En büyük acım olacak
Ama ısını bırak bende
Ayrımsıyorum ki unutacaksın
Acı kurşun bir okyanus
Ama tadını bırak bende
Nasıl olsa gideceksin
Hakkım yok durdurmaya
Ama kendini bırak bende.
AZİZ NESİN
12 Kasım 2009 Perşembe
Sessiz gece Sensiz gece...
Sessiz gece Sensiz gece...
Yakisdimi yosun rengindeki hüzün yüzüne
Karanlik birakmis korkusunu üzerine,
Mühürlenmis gözleri yagmurlara
Sessiz gece Sensiz gece...
Paylasamadigi yokluga kirgin,
Issiz, yorgun
Sadec, omuzuna dayanmak istiyor
Hic bilmedigi düslerde,
Sessiz gece Sensiz gece...
Fonda eski bir sarki caliyor
Dudaklarinda misralari,
Yine yaziyor ciziyor
Yüz cevirmeden hic bir seyine,
Sessiz gece Sensiz gece
...
MedCezir
7 Kasım 2009 Cumartesi
Yoruldum
Iste yine ayni soguk düsler vuruyor pencereme,
Yagmasinlar istemiyorum.
Darmadagan odam masam,
Hatta kirik dökük kararsiz umutlarim,
Uzak durun bizden!!!
Yoruldum,
Yorgunum...
Henüz yeni bahara alisamadan,
Kisa terketmek ne zor anilari.
Cirilciplak soyunmusluguyla, unutulmus yalin hali ASKIN,
Yosun tutmaya alisir olmus cercevelerde.
Bir yudum sila, bin gecede gözyasi.
Hatira olsun diye hic bir gül kitap aralarinda degil artik.
Ve;
Eski keyfi vermiyor mum isigi yorgunlugumda.
Kendi kabugundan cikamayi dilemiyor ipek böcekleri bile,
Kelebek olma hayali heycan vermiyor onlarada.
Yok yok,
Sandiklara kaldirilmis onca yillarin hesabi bitmez
Yoruldum,
Yorgunum...
MedCezir
6 Kasım 2009 Cuma
Bisey Var
Bisey var,
Bisey var biliyorum, hissediyorum ama anlatamiyorum...
Bisey var,
Bisey var biliyorum...
Yine icimi acitan cümleler,
Yine sizili kahreden kabuslar,
Gözlerimi dolu tanesi gibi döken
Bisey var, var biliyorum ama anlatamiyorum...
Sabah sabah karsima dikilen sadece sensizlik degil.
Kabullenemeyisim ...?
Hayir hayir degil,
Bisey var...
Bisey var, hissediyorum ama anlatamiyorum
Anliyamiyorum sadece, sadece aciyorum
...
MedCezir
1 Kasım 2009 Pazar
Belkim
Gecenin bu saatinde olmadigini bile bile
Dönücen ümidinde,
Karalanir Sana Satirlar...
Kapini acipta iceri gelisinle
Ben cikmaliydim karsina diye,
Karalanir sana satirlar...
Ucurumlar sardi icimi,
Korkularim bastirir oldu sevinclerimi,
Belikim, belki bile degilim
Dedin ya;
Belkilerin olmakdi belkide bu saatte,
Karalanan Satirlarin sebebi...
Bir bilinmez denklem,
Ne yazik ki "O" benim,
Cözemedigim kendim yine,
Yasa karisan benim yüregim.
Incinirim biliyorum,
Anlatamadim napayim,
Belkimlerim diye
Karalanir Satirlar,
Yalniz Sana
Yalniz senin icin yüregim
...?
MedCezir
