Hep yokus yukari mi hayat ? Hep mi ayaklarina batar yürüdügün sevda? Sus kalmaya sustali namlu gibi, sakagima dayanmaya yemin ICMISSIN ASK!!! (gece) .....

8 Nisan 2010 Perşembe

...



Boğazımı yırtarcasına susuyorum


Ya verilmekten yıpranan cevaplardayım
Ya sorulmamaktan solan sorularda

Sen ıslatmasını bilmeyen bir yağmur oldun her akşam
Ben ıslanmasını bilmeyen ahmak
Bu yüzden aşık olamadık sırılsıklam "VAZGECILMEZ OLMADIK"

Pimi çekilmiş coğrafyalarda

Zaman ayarlı bir aşkın en tesirsiz parçasıydım

Ve ben günah şeridinde hatalı sonlanandım

Az gittim uz bittim hiç geldim!

Uyurken bile uykusuzluk akan gözlerinde
Kaçan trenlerin hesabını istasyonlara kesen
Kalabalıkta unutulmuş bir yalnızdım
Kendine kaçak yolcular bindiren...
Her yolcu da kendini ihbar eden!

Kalbime girmek teklikeli ve yasaktırlarla
Yaşamamaya kalkışıyorsun hayata
Ve ben senden yırtılma bir yelkenle
Aynı yöne gittikçe aynı yere geldim
Sonumu baştan yazdım;

İçimde hala bana ilk aldığın acım!
Gece, sabahı da siyah kusuyor üstüme

Aklıma yaprakların dökülüyor

Bugün aklımda sen vardın; "ne zaman yoktun ki"

Aklımı karıştırmadım!
Artık biliyorum

Aşk bir intihar saldırısıdır; yalnızca iki kişinin öldüğü!

Aşka nişan alıp ayrılığı ıskalayan acemi
Hala gözlerinde kalp kapaklarım

Seni almadan içimden nasıl giderim?

Ve sen kaç kez bu hırsla sevildin


Koca koca kışları;
Kısa kısa şubatları biriktirdin...

Susku sınanmamış bir ustura gibidir
Susardın


İç denizine sığınmış gemileri yakan bir limandın

"Bak şimdi gönülsüz gittiler senden;
Gönlünü çaldıkların !!!"


Yazmadıklarından korkarsın en çok yaşadığın hiçbir şey de

Ve adın gibi bilirsin;

Aramayı unutan bulmayı öğrenemez

Bugünler dünlerinden utanıyorsa
Hiç yarın olamayacaklar

Şimdi ne bugünsün ne de yarın
Olsa olsa sadece bir yarım;
Ya da eksilen yanım!

An kaybından ölen zaman
Senden daha katilini bulamadı kendine

Gelseydin eğer kendimi bile kovardım yanımdan
Gelmedin yine kendimsiz kaldım ardından..

Dünyanın bütün dillerinde sustum
ve bir şair bıraktım geride
Ekmeğini aşktan çıkaran!


Sustalı bir aşk seninki

Sesinle çıplaklaşıp

suskunluğumla giyiniyorum


Korunak sandığım tüm senlerde
İçimde yoktan başka bir şey kalmadı

Ruh ölünce cesedi beden taşıyor sırtında
İki büklüm acılarla


Patlasam her yere acı sıçrayacak biliyorum
Patlamamaya hazır bir bomba oluyorum

Ben mi çok yorgundum sen mi çok dinç?
Bende mi eksikti sen de mi fazlaydı sevinç?

Dilsizler yalan söyleyemez anladım,
Ya ben konuşamadım ya sen sağırdın!

Her şeye rağmen bana öyle çok sığdın ki
İçimde kimseye yer bırakmadın


Bildiğim; Ağaç misali toprağa bağlandıkça gökyüzüne uzamak
Çelişkim; Giden bir tren de kalanların şarkısını haykırmak
Hangi dil kendini kandırabilir ki?
Aşk bir suç değil mi ;
Her defasında kendini ihbar edip yakalatan.
Ve en saf ihanet, kendi ihanetine kanan


Senin gibiler vakitsiz susan aşkı severler

Seni bu kör kuyulardan salan neyin şarkısıysa

Gözlerinin SIYAHINDAN içtiğimde oydu



Şimdi eksilen her yanıma adını verdim
Bu yüzden güzelim ben

Dudağını düğümlediğim fırtınaları kopardım sonunda
bir bardak su da

Ben hancı sen soncu
"Sana dayanamadı bıçak kemiğe dayandığı kadar"

Sana anlattıklarım ne çok şey susuyor
Ve sustuklarım neler söylüyor?

Sen Bu Siiri Okurken
Ben BASKA BIR SIIRDE OLMIYACAGIM

Gittin değil mi?
Şimdi ne desem kar yağıyor
Firtina firtina
...
"Sen" Yazdigim Son Siirimsin... Nasil Baslayacagimi Bilemedigim... Ve Bitirmek Istemedigim... "Sen" Gitmek istedigim En Son Sehirsin Gitmeye Cesaret Edemedigim Ama Dönmeyi de Bir Türlü Ögrenemedigim... Ve "Sen" Kalbimin En Son Duragisin Kalbinde Son Olmak Istedigim (din)